Resûle itaat etmek hadis kitaplarına itaat etmek midir?

Resûle itaat etmek hadis kitaplarına itaat etmek midir?

Asla!

Resûle itaat etmek Kur’an’da geçen bir kavramdır. Yüce Allah aşağıdaki ayetlerinde bizlere kendisine ve resûlüne itaat etmemizi emretmektedir.

Yüce Allah 4:595:9224:5424:5647:33 ve 64:12 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

552|4|59|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَأُو۟لِى ٱلْأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَٰزَعْتُمْ فِى شَىْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى ٱللَّهِ وَٱلرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا

Yâ eyyuhâllezîne âmenû atîûllâhe ve atîûr resûle ve ulil emri minkum, fe in tenâza’tum fî şey’in fe ruddûhu ilâllâhi ver resûli in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Zâlike hayrun ve ahsenu te’vîlâ(te’vîlen).

Ey iman etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a; ve itaat edin resûle; ve sizlerden emir sahiplerine; öyle ki, eğer anlaşmazlığa düştünüz bir şeyde öyleyse döndürün onu Allah'a ve resûle; eğer olmuşsanız inanırlar Allah'a ve ahiret gününe; bu bir hayırdır/iyidir; ve güzel bir belirleme/bir açıklamadır (sonuç bakımından).

761|5|92|وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَٱحْذَرُوا۟ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا ٱلْبَلَٰغُ ٱلْمُبِينُ

Ve etîûllâhe ve etîûr resûle vahzerû, fe in tevelleytum fa’lemû ennemâ alâ resûlinel belâgul mubîn(mubînu).

Ve itaat edin Allah'a; ve itaat edin resûle; ve uyanık olun/tetikte olun; öyle ki eğer dönerseniz, o durumda bilin ki ancak apaçık tebliğdir resûlümüz üzerine,

2843|24|54|قُلْ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ فَإِن تَوَلَّوْا۟ فَإِنَّمَا عَلَيْهِ مَا حُمِّلَ وَعَلَيْكُم مَّا حُمِّلْتُمْ وَإِن تُطِيعُوهُ تَهْتَدُوا۟ وَمَا عَلَى ٱلرَّسُولِ إِلَّا ٱلْبَلَٰغُ ٱلْمُبِينُ

Kul atîullâhe ve atîur resûl(resûle), fe in tevellev fe innemâ aleyhi mâ hummile ve aleykum mâ hummiltum, ve in tutîûhu tehtedû, ve mâ aler resûli illel belâgul mubîn(mubînu).

De ki: “İtaat edin Allah'a; ve itaat edin resûle"; öyle ki eğer dönerseniz; o durumda ancak onadır ona yüklenen; ve sizleredir sizlere yüklenen; ve eğer itaat ederseniz ona (resûle), hidayet bulursunuz; ve değildir resûl üzerine apaçık tebliğ dışında.

2845|24|56|وَأَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve atîûr resûle leallekum turhamûn(turhamûne).

Ve ayağa kaldırın salatı; ve verin zekatı; ve itaat edin resûle; belki sizler rahmet edilirsiniz.

4576|47|33|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ وَلَا تُبْطِلُوٓا۟ أَعْمَٰلَكُمْ

Yâ eyyuhellezîne âmenû etîûllâhe ve etîûr resûle ve lâ tubtılû a’mâlekum.

Ey inanmış kimseler! İtaat edin Allah'a ve itaat edin resûle; ve boşa çıkarmayın amellerinizi.

5209|64|12|وَأَطِيعُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُوا۟ ٱلرَّسُولَ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَإِنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا ٱلْبَلَٰغُ ٱلْمُبِينُ

Ve etîûllâhe ve etîûr resûl(resûle), fe in tevelleytum fe innemâ alâ resûlinel belâgul mubîn(mubînu).

Ve itaat edin Allah'a; ve itaat edin resûle; öyle ki eğer dönerseniz; o durumda ancak apaçık tebliğdir resûlümüz üzerine.

Ayetlerden anlaşıldığı üzere Allah’a itaat edilecektir ve resûle itaat edilecektir. Ancak resûle itaat konusu Kuran’ın bütünündeki anlamından saptırılarak anlaşılmış ve Allah üstüne yalan uydurma-iftira etme aracı olarak kullanılmıştır. Resûle itaat konusunu yanlış anlayanlar Yüce Allah ile resûlün arasını açmışlardır.

Yüce Allah 4:150 ayetinde şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

643|4|150|إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكْفُرُونَ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَيُرِيدُونَ أَن يُفَرِّقُوا۟ بَيْنَ ٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَيَقُولُونَ نُؤْمِنُ بِبَعْضٍ وَنَكْفُرُ بِبَعْضٍ وَيُرِيدُونَ أَن يَتَّخِذُوا۟ بَيْنَ ذَٰلِكَ سَبِيلًا

İnnellezîne yekfurûne billâhi ve rusulihî ve yurîdûne en yuferrikû beynallâhi ve rusulihî ve yekûlûne nu’minu bi ba’din ve nekfuru bi ba’dın, ve yurîdûne en yettehızû beyne zâlike sebîlâ(sebîlen).

Doğrusu kimseler; kâfirlik ederler Allah'a ve onun resûllerine; ve isterler ki ayırsınlar Allah ve onun resûllerinin arasını; ve derler: “İnanırız bir kısmına ve kâfirlik ederiz bir kısmına”; ve isterler ki tutsunlar arasında bunun (ikisinin) bir yol.

Ayetten anlıyoruz ki Yüce Allah ile onun resûllerinin arası asla ayrılamaz. Yani Yüce Allah’ın yoluyla resûllerin yolu tek bir yoldur. Asla iki veya daha fazla yol olamaz. Yüce Allah’ın yolu başka, resûllerin yolu başka olamaz. Günümüzde durum nasıl?

Maalesef insanların çoğu Yüce Allah’ın yoluyla resûlün yolunu ayırmışlardır. Biliyoruz ki Yüce Allah’ın dosdoğru giden yolu resûlüne indirmiş olduğu Kur’an’dır. Yüce Allah’ın yolu olan Kur’an apaçık olarak önümüzde dururken, resûlün ağzından çıkmış gibi bazı sözleri içeren hadis kitapları sahte/saptırıcı resûl yolu olarak ortaya çıkarılmıştır. Buna da resûlün sünneti demektedirler. Bir Kur’an vardır, bir de peygamberin sünneti. Yüce Allah ile resûllerinin arasını ayıran kimselerin işaret edildiği 4:150 ayetinin tecelli edişine tanık oluyoruz.

Sadece Kur’an diyenler ne diyor?

Yüce Allah ile resûllerinin arasını asla ayırmayız. Kur’an=Resûl; Resûl=Kur’an deriz. Kur’an=Yüce Allah’ın yolu deriz. Resûlün sünneti olduğu sanılan, resûle ve Yüce Allah’a iftiralar içeren kitapların yoluna asla gitmeyiz. Peygamberin sünneti sanılan kitaplara tabi olmanın Kur’an yolundan bizi ayıracağını net bir şekilde görürüz. Biliriz ki Peygamberin sünneti denilen şeylerin resûlle hiçbir ilgisi yoktur. Resûle itaat etmenin bizzat Kur’an’a itaat etmek olduğunu biliriz. Kur’an’ı hayatımıza anlayarak geçirdiğimizde resûlün ve Yüce Allah’ın yolunda olacağımızı biliriz.

Yüce Allah ile resûlünün arasını açanlar “inanırız bir kısmına ve kâfirlik ederiz bir kısmına” demektedirler;

Sadece Kur’an diyenler asla böyle bir cümle kurmaz. Sadece Kur’an diyenler Kur’an’ın tüm ayetlerine iman ederler. 6346 ayetin tamamının hükmünün kıyamete kadar sürdüğüne inanırlar. Oysa Yüce Allah ile resûlünün arasını ayıranlar peygamberin sünneti sandıkları hadislerle Kur’an ayetlerinin birçoğunun hükmünü yok ederler. Ayete iman etmezler. Ayetin hükmü açık ve net olarak ortada olduğu halde ayete iman edeceklerine bu ayeti nesh eden peygamberin sünneti sandıkları hadis kitaplarına iman ederler. Bu kimseler elbette müşriktir. Yüce Allah’ın tek ve biricik yolu olan Kur’an’ın astından Sahih-i Buhari’yi, Sahih-i Müslim’ü, Sünen-i Nesai’yi, Sünen-i Tirmizi’yi, Sünen-i Ebu Davud’u, Sünen-i İbn Mace’yi veliler edinirler. Bu kitaplardaki bazı bilgileri Kur’an ayetlerinden üstün sayarlar. Kur’an ayetlerine apaçık aykırı olsa bile bu kitaplardaki bilgiyi kabul ederler. Bu kimseler Kur’an ile bu kitaplar arasında bir yol edinirler. Buna da mezhepler denir. Edinilen bu sapkın yol mezhepler olmaktadır. Zaten mezheplere tabi olmuş kimsenin de Kur’an ayetleriyle bir işi de yoktur. Ayetleri anlayarak okumak yerine hadis kitaplarını Yüce Allah’ın İslam dini olarak kabul ederler.

Yüce Allah ile resûlün aynı şey olduğunu, resûlün Yüce Allah'tan aldığı vahyi duyurduğunu Tevbe suresi 1. ayetten anlıyoruz. 

Resûl Muhammed ile Yüce Allah’ın arasını açmak isteyenler Allah’ı ayrı hüküm koyucu, resûlü ise başka bir hüküm koyucu olarak anlamışlardır. ‘Allah ve resûlü’ arasındaki ‘vav’ ‘ve’ bağlacını iki farklı şeyi ayırmak için olduğunu, bu nedenle Allah’a itaat etmek ile resûle itaat etmenin farklı olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Bu şekilde düşünenler Tevbe suresini 1. ayetine toslarlar.

Yüce Allah 9:1 ayetinde şu şekilde buyurmaktadır;

Kuran Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet

Arapça okunuş

Meal

1236|9|1|بَرَآءَةٌ مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦٓ إِلَى ٱلَّذِينَ عَٰهَدتُّم مِّنَ ٱلْمُشْرِكِينَ

Beraetun minallahi ve resulihi ilellezine ahedtum minel muşrikin.

Bir ültimatom Allah ve onun resûlünden; müşriklerden antlaşma yaptığınız kimselere.

Bu ayette Yüce Allah müşriklere bir nota vermiştir. Tevbe suresinin devam eden ayetlerinde bu notanın detayları verilmiştir.  Ortada tek bir ültimatom olduğunda göre, bu da Yüce Allah'ın ültimatomu olduğunda göre, resûlün Yüce Allah'tan vahiy yolu ile aldığı bilgiyi aktardığı anlaşılır. Yoksa haşa Yüce Allah ile resûlün ortak karar verdikleri düşünülemez. Açıkça görülür ki Allah ve resûlü aynı şeydir. Resûl Yüce Allah’ın ültimatomundan farklı bir şeyi topluma duyurmamıştır. Sadece kendisine vahyedilen şeyleri duyurmuştur, iletmiştir. Bu da Kur’an’a girmiştir.

En doğrusunu Yüce Allah bilir.